Yetişkin kadının geçeceği üç ana evre var. Bu da üçlü Tanrıça arketipi ile anlatılır: Bakire, Anne, Bilge Kadın… Bu arketipler ile her yaşta ve devrede temas kurulabilir ve taşıdıkları özellikler deneyimlenebilir...
Bu üçlü arketipin karakteristikleri, kadının biyolojik dönüşümleri ile tanımlanır. Kadın bedeninde kanama olgusuyla yaşanan değişiklik ile çocukluktan Bakirelik'e geçilir. Doğumda yaşanan kanama ve emzirme ile ise Annelik evresi başlar ve 50'lerine yaklaştıkça kanamanın durmasıyla kadın BüyükAnne/Bilge (Crone) evresine ulaşır.
Pagan kültürlerinde her geçiş bir ritüelle onurlandırılırdı. Bu eşiğe yaklaşan kadınlar, kabile tarafından bilgilendirilir, desteklenir, güçlendirilir ve en önemlisi kutlanırdı.
Bugünkü kültürlerde ise kanama, doğum ve menopoz olgularına yaklaşım çok farklı… Bazı kültürlerde kanama başlayınca anneler kızlarına tokat atar, bazılarında ise bu haber akrabalar arasında kulaktan kulağa söylenerek duyurulur. Yani çocukluktan bakire kadın olmaya geçiş, aile arasında duyurulmasına rağmen genç kız bu süreçte yalnız bırakılır. Bu geçiş ile ilgili değişimler ancak akranlarla paylaşılabilir. Ne yazık ki günümüzün eğitim anlayışındaki rekabetçi kültür nedeniyle de bu akranlar arası bir yarış mevzu haline de gelir.
Bu kültürel baskılar nedeniyle genç kadınlar, Bakire arketipinin özellikleri olan tazelik, çekicilik ve yaratıcı gücü deneyimlemekte zorluk çekebilirler. Zira bu dönemin özelliklerinden olan masumiyet, parıltı, gamsızlık, hayallerin peşinde koşma ve ideallerini gerçekleştirme ancak yetişkinlerin desteğiyle mümkün olur.
Anne arketipi ise, yaratımı gerçekleştirendir. Güçlüdür, bereketlidir, üretkendir. Arzuları, fikirleri ve hayallerini gerçekleştirme gücü vardır. Sadece doğurgan değil; aynı zamanda besleyen ve koruyandır. Sevgiyle bakım sunmak, çevresindekilerin hayatını iyileştirmek onun var olma sebebidir. Bu vericiliği ve verimliliği ile kendini gerçekleştirmiş hisseder.
Genç kızlıktan, anneliğe geçiş her zaman doğum ile olmayabilir. Bir projeyi besleyici enerji ile büyütmek, bir sosyal oluşumun veya fikrin vefa ve sadakatle olgunlaşmasına hizmet etmek de kadının annelik rolünü gerçekleştirmesi anlamına gelir. Bu dönem kadının sosyal olarak tüm fonksiyonelliği ile kabul gördüğü dönemdir.
BüyükAnne veya Bilge kadın dönemi ise yaratıcı dönüşümün gerçekleştiği, "Değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir"in deneyimlediği dönemdir. Bu dönemde olan kadın, her ölümün yeninin serpilmesi için gerekli gübreyi sağladığını bilir. Bu nedenle ölüme kucak açar. İlişkilerin bittiği, projelerin tamamladığı anlarda devrededir. Kapanışları onurlandırır. Bitmiş olanı geride bırakır. Göbek bağını kesmeyi ve yas tutmayı bilir. Bilir ki; döngü ancak bu şekilde tamamlanır ve içsel tazelik, masumiyet ve bakirelikteki pırıltı yeniden canlanır. Zira üçlü Tanrıçada var olan üç arketip de yaş ne olursa olsun varlığını içsel olarak sürdürür."
Bu üçlü arketip döngüsü ancak akışkan olduğunda, birey kendini gerçekleştirme yolunda ilerleyebilir ve kendinden memnuniyetini deneyimleyebilir. Toplumun en çok desteklediği dönem Annelik arketipinin aktif olduğu zamandır. Ancak bu sürdürülebilir değildir. Hem Bakire arketipinin kırılganlığına hem de BüyükAnne oluşumunun kıraç ve kuruluğuna izin vermek gerekir.
BüyükAnne arketipinin özünde olan bilgeliğin deneyimlenmesi için, doğurganlığın son bulduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu evre ölümün dönüştürücü gücüne teslim olma zamanıdır. Pagan kabilelerinin aksine, çağımızda genç, güzel ve doğurgan kadın öne çıkarılıp taçlandırdığından bu evreyi sonlandırıp yaşlanma olgusunu deneyimlemek cesaret ister. Ancak bu evre tüm gerçekliğiyle yaşandığında kemiklerimizde var olan bilgelik kendini gösterir. Elini eteğini çekme cesareti gösteren kadın ancak yapmaktan olmaya izin verebilir. Bu da içe dönüp, geçmişin muhasebesini yapıp yasın tutulmasına izin vermekle mümkün olabilir. Zira ancak o zaman, yaşlı kadınlarda görülen acılık dönüştürülebilir ve bilinçli masumiyete ulaşılabilir.
Gençlikte işe yaramış olan savunma mekanizmaları bu dönemde ele alınır. Kanamanın durması ve el etek çekilmesi ile ortaya çıkan içsel enerji sayesinde travmaları hapseden psikolojik oluşumların metabolize edilip dönüşmesi kolaylaşır. Bu psikolojik oluşumlar dönüştükçe, bedenin acıdan kaçınmak için oluşturduğu yapılar da rahatlar ve içsel yaşam enerjisi serbest kalır… Özgün Varoluş kendini gösterir. Toplumun kurallarına uyma gerekliliği ortadan kalkar. Bu evrede içsel bilgeliğe alan açmak ve geliştirmek motivasyon kaynağı olur. Böylece Bakire ve Anne evrelerinde öğrenen, deneyimleyen kadın, Bilgelik evresine geldiğinde geçmişte edindiği bilgi ve deneyimleri harmanlayarak olgunlaşır. Ve ÖzOluşum evresinin gizemli yoluna girer...
Comments