top of page
Search

"İçindeki Güneşi Sıcak Tutmak" Ne Demek?

Updated: Aug 17, 2020


2017 senesine Gerard Depardieu’nün oynadığı ve Juliette Binoche’un “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandığı “İçimdeki Güneş” (Let the Sunshine In) filmini izlediniz mi?

Filmde Juliette Binoche, 50’li yaşlarında, arzu ettiği sevgiyi, samimiyeti, açık yürekliliği arayan, boşanmış bir kadındır. Hayal kırıklıklarından doğan yaralarının iyileşmesine zaman vermeden, bir ilişkiden diğerine savrulur ve bu durumun üzerine yarattığı yorgunluktan şikayet eder. Çareyi ise geleceği gören ve ilişkiler konusunda yaşadığı yorgunluğa çözüm olacak bir medyuma gitmekte bulur.

Gerard Depardieu, filmdeki medyumdur. Mesleğini icra ederken, Juliette'e İstanbul’un herhangi bir kafesinde standart bir falcının söyleyeceğinden farklı şeyler anlatmaz. "Üç vakte kadar bir telefon çalacak, sevdiğin geri dönecek, seni düşünüyor...". Gerard Depardieu’nün, kendi ilişkileriyle ilgili yaptığı yorumlar doğruymuşçasına duygulanan Binoche’un gözleri parlar ve geleceğe dair hayaller kurmaya başlar. Binoche'un karakteri kendi kişisel gücünü ve hayatının sorumluluğunu bir “falcıya” teslim etmiştir.

Tüm bu yaşananlar neticesinde ortaya çıkan tabloda Juliette Binoche, içsel ve duygusal enerjisini boşa akıtmaktadır.

"İçimdeki Güneş" filminin işte bu son sahnesinde, Juliette Binoche ve “falcı” Gerard Depardieu arasında geçen diyalog, Juliette ile “uzman bir ilişki danışmanı" Gerard Depardieu arasında geçseydi, ne konuşulurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Muhtemelen “uzman ilişki danışmanı" Depardieu, yine falcı Depardieu’nün dediği gibi; “tüm bu ilişkiler yaşanırken, sen içindeki güneşi sıcak tut” derdi. Fakat “uzman ilişki danışmanı" Gerard Depardieu bunun üzerine, "içindeki güneşi sıcak tutmayı” öğrenmesi için Juliette’i içsel bir yolculuğa davet ederdi. Senaryo ilerledikçe, olaylar üzerine düşünen ve konuşan Binoche’un, kendi içine dönerek ilişkilerinde yaşadığı hayal kırıklıklarını giderek artan bir açıklıkla danışmanıyla paylaşmaya başladığını, danışmanının da bu süreçte Juliette’in duygularına şefkatle eşlik ettiğini görürdük.

İlgi ve odağını kendi iç dünyasına çevirdikten sonra bir yandan ilişkilerinin getirdiği hoşlukları ve hazları yaşarken "içindeki güneşi sıcak tutan” ama bir diğer yandan da bu ilişkilerin doğal birer parçası olan zorluk ve acılarla yüzleşirken kendini teskin eden bir kadın olurdu. Bu şekilde de olgunlaşırdı.

Bu sırada kendini, kendi sevgi ve şefkatiyle beslemeye başladığı ve “içindeki güneşi sıcak tutmayı” öğrendiği için, onu yoran ilişkiler peşinde koşmaktan vazgeçerdi. Filmin sonuna doğru, Juliette’i karşımızda içindeki güneşin sıcaklığını ve sevgisini paylaştığı bir sevgili ile görürdük.

Fakat bu bir peri masalı dünyası kurallıyla işleyen bir ilişki olmazdı. Beklenenin aksine Juliette ile sevgilisi arasında yakınlık ve güven arttıkça, öfke ve çatışmalar de artar, hayal kırıklıkları ortaya çıkardı. Danışman, ilişki içerisinde hayal kırıklıkları yaşandığında, Juliette'e kendi acısına sahip çıkarak sevgilisine kırılganlığını ifade etmesini söylerdi. Biz de seyirci olarak, aralarındaki her samimi iletişimde, ilişkilerinin daha da derinleştiğini ve Juliette'in partneri karşısında kalbini ne kadar açtığını izlerdik.

Perde kapanırken; Juliette ve partnerini birbirine bağlı bir sevgi ilişkisi içinde, iniş ve çıkışlı hayatlarına yolcu edip evimize dönerdik.


105 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page